"Kabuk bağlamış yarayı yeniden kanatmak"
Sıddık Yurtsever ile hayata ve edebiyata dair kısa kısa
Röp: Mehmet Önder Karakaş
Dünyada geçirdiğiniz yaşam tecrübenizden ne öğrendiniz?
Sabretmeyi. Her gecenin bir sabahı var çünkü. Nefes alıp verdiğimiz her an bu böyledir.
Yaşamın neresindesiniz? Kıyısında, köşesinde, derininde, gerisinde, ötesinde?
Saydıklarınızın hepsinde. Zaman zaman yer değiştiriyorum. Sabit olmak ne mümkün.
Yazmak nedir?
Yazmak, kabuk bağlamış bir yarayı yeniden kanatmaktır. O yaraya bakıp hem iyileşememesine içerlenmek hem de bir an önce iyileşmesi için şifa dilemektir.
“Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç?” diyor yazar. Siz niçin yazıyorsunuz?
Yaşamak için. Şairin affına sığınarak.
Kabiliyet, ilham, emek, birikim, dert. Yazarlık için sizin sıralamanız nasıl?
Dert, kabiliyet, emek, birikim, ilham.
Niçin sosyal medyadayız?
Olmayınca merak ediyorum, içeride ne olup bittiğini.
Okuyucudan beklentiniz?
Benden razı olması.
Herkesin hayatı anlatan bir kelimesi vardır. Sizin kelimeniz hangisi?
Mutmain. Böyle olduğu için değil. Böyle olması için.
İnsan ne ile yaşar?
Gönlüyle.
Dünyamızın geleceğine dair en büyük endişeniz?
Herhangi bir endişem yok. Her şey olması gerektiği gibi.
Bir yazar için yol ne anlam taşır?
Bana göre yol azıktır. Yolda bulduklarımız ise katık.
Yalnızlık nedir?
Bunun cevabı bende yok. İnsan yaşadığı halin ismini koyarsa ondan uzaklaşabilir.
Türk şiiri/romanı/öyküsü/sineması nerede duruyor bugün?
Günbegün gelişerek hep başımızın üstünde.
Şiirinizi/romanınızı/öykünüzü/yazılarınızı üç kelimeyle anlatmak isteseniz hangilerini seçerdiniz?
Yara, yol, sevda.
Niçin şiir okumalıyız?
Bizi tok tuttuğu için.
Son niyetine. Sular ne zaman durulacak?
Suyun içindeysek hiçbir zaman. Dışına çıktıysak arkamızı dönebiliriz.