Ölülerin dirilerden intikamı...
Haziran-Temmuz ayları Beyaz Geceler dönemidir. Hani şu Petersburg'ta güneşin batmadığı ya da bir iki saat batıp yeniden doğduğu, uzun, beyaz geceler. Bir de bu beyaz gecelerde Petersburg'un meşhur hayaletleri vardır. Gogol ile başlayıp günümüze dek süren bir halk inanışıdır bu.
Gogol’ün “Palto”, hikâyesini bilirsiniz. Varını yoğunu katıp yeni bir palto alan Akaki Akayeviç’in yeni paltosu bir süre sonra çalınır. Zavallı Akakiyeviç, çaresiz yardım umar, hatta bakan beyden yardım ister. Yardım ne gezer, aksine azar işitir kahramanımız. Ne münasebet,. İşimiz gücümüz yok, bir palto peşinde mi koşacağız?
Olaylar öyle gelişir ki, Akaki Akakiyeviç üzüntüden hastalanır ve ölür. Fakat hikâye burada bitmez. Bir zaman sonra geceleri sokaklarda bir hayaletin dolaştığı ve insanların paltosunu çaldığı efsanesi dolaşır şehirde. Herkesi bir korku sarar. Her gece, başka birinin paltosu bir hayalet tarafından çalınmaktadır. Nihayet bir gece bakan beyin paltosu çalınır ve konu kapanır. Akaki Akakiyeviç’in ruhu bir nebze olsun huzura ermiştir.
Gogol’den sonra Puşkin buna benzer bir hikâye yazar. Puşkin’in “Bronz Süvari” isimli hacimli şiir kitabındaki “Bir Petersburg Masalı” da bir efsaneyi andırır. Basit halktan biri olan kahramanımız Evgeny, zar zor idame ettirdiği hayatını, şehrin uzak semtlerinden birinde annesiyle birlikte oturan sevgilisi Paraşa ile kuracağı yuvanın hayaliyle süslemektedir. Günler böyle sürüp giderken bir gün Neva Nehri taşar ve şehirde bir kasırga, bir tufan yaşanır. Her yer sular altında kalır. Evgeny, sele kapılıp boğulmamak için (Çar Petro’yu simgeleyen) Bronz Süvari heykelinin üstüne çıkar ve uzakları gözler. Acaba sevdiği kızın mahallesinde durum nasıldır? Ortalık durulup sular çekilince bir kayık bulup sevgilisini bulmaya gider. Ne ki sevgilisi annesiyle beraber taşkın sular altında sürüklenip kaybolmuştur. Evgeny üzgün ve kederli geri döner. Bronz Süvari heykelinin yanına gelir, heykele bakar ve öfkeyle “Henüz hesaplaşmadık” der ve geri dönüp gider. Bu isyanın sebebi şudur: Hani bu şehir sağlamdı? Hani dünyanın en dayanıklı şehriydi Petersburg?
Şehrin altında kalan elementlerin, insan kemiklerinin intikam aldığına inanmaktadır halk. Bir rivayete göre Petersburg inşa edilirken beş yüz bin işçi ölmüştür. Ve bir halk inanışına göre bu ölülerin ruhları, şehirden intikam almak için yanıp tutuşmaktadır. Kahramanımız Evgeny, hesaplaşmak ister ancak cesareti ve gücü yoktur buna. Rus halkının içinde biriken bir duygunun dışavurumudur “Henüz hesaplaşmadık” ifadesi. Bir öfke bulana durula akmaktadır. Ancak ortaya çıkması için 30 yıl sonra Dostoyevski’nin yazacağı Yeraltı Adamını beklememiz gerekecektir.
Ne zaman Neva nehri taşsa, şehirde sel, deprem ve bunun gibi bir afet olsa Petersburg inşa edilirken ölen ve şehrin altında kemikleri bulunan insanların intikam aldığına inanılır.
Ya siz? Yaşadığınız şehrin hayaletleriyle hiç karşılaştınız mı?
NOT: Metnin videosunu şu linkten izleyebiliersiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=hvPh1JOpZxA